20 Şubat 2011 Pazar

Hz Şems Ve Hz Mevlana

Hz Şems, Hz Mevlâna’ya “söyle bakalım Bâyezid Bestâmi mi daha büyük, Peygamber mi büyük?” diye sordu. Böyle bir soruyu sıradan bir adam soramaz, Bâyezid Bestâmi bir İslam Velîsi, Peygamber ile nasıl kıyas edilir? diyerek, Hz Mevlâna derhal attan indi, ve “elbette bu tartışılmaz. Bâyezid “bana daha çok ver ya Rabbi derken Resulullah ise aman ya Rabbi ben seni hakkıyla bilemedim ben seni anlatamam senin tanıdığın gibi sana hamd ediyorum derdi, tabii Bâyezid bir bardak su gördü, Resulullah deryanın içindeydi” dedi. Bu izah Şems’in çok hoşuna gitti. Ama Hz Mevlâna Bâyezid’i Resulullah’in ayakları dibinde secde ederken gördü ve zaman diliminden atlayarak mânâya geçmekle neler olacağının farkına vardı.

Hz Şems’e “misafirim olun” diyerek davet etti. Hz Şems “Sen benim kahrımı çekemezsin” diye cevap verdi. “Olsun elimizden geleni yaparız” diyerek, aldı evinin baş köşesine misafir etti.

Bir gün, Hz Şems, Hz Mevlâna’ya “bir testi şarap getir” dedi. Hz Mevlâna “hayhay” diyerek bir Rum meyhanesine gitti. Bir testi şarap istedi. Şarabı aldı cübbesinin kollarının arasına koydu, tam çarşının ortasında testi düştü kırıldı.O an Hz Mevlâna’nın geçirdiği NEFS FIRTINASINI hesap etmek çok güç… Hadis hocası ve rektör olan bir kişinin şarap testisi taşıması anlaşılamaz… Bütün halk koşup geldiğinde yere dökülen şarap gülsuyuna dönüşmüştü. Bütün çarşı gülsuyu kokuyordu… Hz Mevlâna bir şarap daha almak için şarapçıya gittiğinde şarapçı elini ayağını öperek, kelime-i şahadet getirerek, “Sultanım senden sonra dükkanımdaki bütün şarap küpleri gülsuyu oldu” dedi ve müslüman oldu.

Hiç yorum yok: